Çok kilometre yaptığım yıl…
Aztek kalıntılarında bile saçmaladığım yıl…
Bütün kış ofisteyken hayal ettiğim kumsallara burun kıvırmaya başladığım yıl…
Bir kapsülde uyuduğum yıl…
Karaokenin dibine vurduğum yıl…
O okyanus senin bu nehir benim yüzdüğüm yıl…
Nefesimin kesildiği yıl…
Üsküdar’a gider iken’in Hintçe versiyonunu duyduğum yıl… İlk defa çocuk bezi değiştirdiğim yıl… Hiç tanımadığım insanların bana evlerini açmakla kalmayıp hediyelere boğdukları yıl… Neredeyse bir timsaha bastığım yıl… İki kere kış gündönümü yaşadığım yıl… Hindistan’da hastanelik olduğum yıl… Üstün kabiliyetsizliğime rağmen Inka halk dansları ve Merengue uzmanı kesildiğim yıl…
Kaplan zaafımı öğrendiğim yıl…
Hasta bir fille dost olduğum yıl…
Lama kırması tarafından tükürüldüğüm yıl…
İnsanlıktan nefret ettiğim yıl…
Çocuklara taptığım yıl…
Hayatıma giren günübirlik dostlara tüm utangaçlığımı bırakıp her şeyimi anlattığım yıl…En güzel romu içtiğim yıl… En güzel eti yediğim yıl… Binlerce fotoğraf çektiğim yıl… Koka yaprağı çiğnemekten helak olduğum yıl.. Ağaçtan ağaca Tarzancılık oynadığım yıl… Kızarmış elma kurdunu mideme indirdiğim yıl… Mutluluğun paradan çok uzak bir yerlerde olduğunu anladığım yıl…
Ve sonra…
Çok sevildiğimi hissettiğim yıl…
Çok yalnız hissettiğim yıl…
Hayatımı sıfırladığım yıl…
Kaybolduğum yıl…
Ucunda para olunca, en sevdiğim işi yapsam bile ruhumdan bir parça satmam gerektiğini ancak idrak edebildiğim yıl…
Kafamın çok karıştığı yıl…
Bir asansörün aynasında suratımda çizgiler oluştuğunu fark ettiğim yıl…
Ömrüm yeterse ileride “Ulan ben 2012’de ilk dünya turuma çıkmıştım” diye bahsetmek istediğim yıl. En azından “Ulan ben 2012’de dünya turuma çıkmıştım” diyeceğim yıl…
Bu videoyu hazırladığım ve bunun bir hayal olmadığına kendimi inandırabilmek için milyon kez izlediğim yıl…
Uyandığım yıl…
Özgürlüğümü yeniden kaybetmemek için savaştığım ama yavaş yavaş yenilmeye başladığım yıl…
Kendimle gurur duyduğum yıl…
Kendimi boşlukta bulduğum yıl…
Biraz takıntılı gözükmeye başladığım yıl…
Birçok fobimi yendiğim ama insan korkumdan kurtulamadığım yıl…
Bir dahaki gidişimin kaçmakla alakası olmaması gerektiğini kavradığım yıl…
Akmazken hayatı renklendirmenin çok zor olduğunu anladığım yıl…
“Ne şanslıyım ben ya!” dediğim yıl…
Bata çıka umudumu koruduğum ve 2013’e yolladığım yıl…
Bir Cevap Yazın