Günden güne beni içine çeken bir şehir bu. Girdap gibi. Kara delik gibi. Devam edeceğim bir yol olmasa kaybolup gidebilirim içinde. Günlerin günleri kovaladığını bile unutabilirim. Öyle tuhaf bir yer. Kış olmasına, sokakların üzgün olmasına rağmen. Belki de kış olduğu için…
Günlerden tango günüydü bugün. Sal Telmo sokaklarında dolanıp Boca’ya gittik. Caminito’daki rengarenk evlerin arasında turist olmanın keyfine varıp bedavaya tango gösterisi olan bir kafede yemek yedik. Şarkıcı amca Türkiye’den geldiğimizi öğrenince heyecanlandı birden. “Ankara’lı Pelin Ercan var, benim çok iyi arkadaşım, ayrıca muhteşem bir dansçı” diye anlattı bize. Bu bloga bir gün yanlışlıkla düşerse selam olsun kendisine. Çok büyük umutlarımız olmadan çökmüştük bu turist mekanına. Özellikle ben “ıyyk turist tuzağıdır buralar” diye aşağılamıştım. İyi ki Ceyda’nın sözünü dinlemiş, iyi ki oturmuşuz ama.
Parçaları hisli hisli söyleyen amca; yanımızda oturan mafya kılıklı adam ve oğlu; çirkin tango resimleri ve akordeonun neşeli olmaya çalışan sesi bir yana, dans eden çift beni çok etkiledi. Kızın yüzündeki sert bakış ve hüzün gerçekti çünkü. Öyle çok zor hareketler yapmadılar ama her adımda insanın nefesini tutmasına neden olabilecek bir tutku vardı. Devletimiz tangoyu yasaklasın mümkünse, şehvet tuzağı kendisi. Kötü yola düşen olabilir Allah korusun. Hem de işçi sınıfı çıkarmış bu çok zararlı dansı. Komünizme bile itebilir bu müzik içi temizleri…
Sonra yürüyüp fotoğraf çektik biraz. Ceyda’yı silahlı adamlara itip kaçmam gerekmedi neyse ki. Yeri gelmişken saatlerce uçup dünya kadar masraf yapması gerektiği halde çok önceden planlanmış olduğu tatilini iptal ederek seyahatime katılan Ceyda’ya çooooooook ama çooooooook teşekkür ediyorum. Hem de kış vakti… Gerçi bu kadar üşüyeceğini tahmin etmiyordu sanıyorum 🙂
Birkaç minik hediye aldık, yine renkli olan arka sokaklara da daldık kendimizi güvende hissedip.
Bir kadın tarafından uyarıldık ama. “Ana yoldan sapmayın, orada polis var, buralar tehlikeli” dedi. “Peki” dedik, zaten donuyoruz, taksiye atlayıp benim uçak biletimi değiştirmek için şehir merkezine gittik. (Bu aldığım dünya turu biletinin kötü yanları da var. Buenos Aires – Sao Paolo uçuşuna binmeyeceğim için 125 dolar ödemem gerekti. “E Duygu kaçırmış gibi yapsaydın uçağı” diyecekseniz ama o zaman da geri kalan bütün uçuşlarımı iptal ediyorlar namussuzlar.) Neyse taksi şoförü verdiğim 10’lukları eski oldukları gerekçisiyle beğenmedi. 100 peso uzattım ben de, sonra “Bozamıyorum” diye geri verdi onu, ilk verdiğim paraları aldı, üstünü de vermedi. “Ben bunları bankaya gider değiştiririm” dedi. İndik biz de, ne yapalım. Taksici abi benim 100 pesoyu sahtesiyle değiştirmiş, Ceyda’ya da hediyelik eşya satan dükkandaki kadın sahte 50 peso çakmış meğer. Çok yaygınmış bu olay. Bu ülkeye adımınızı atar atmaz sahte paraları ayırt etmeyi öğrenin ve her zaman kontrol edin. En çok da taksilerde sorun çıkıyormuş, haberiniz ola. Biraz sinirimiz bozuldu, sonra Boca yollarında boka basmış olmamız komik geldi. Ne yapalım o kadar para da işin macerası…
Ardından da Cafe Tortoni’ye gittik. Bu ülkenin en eski kafesiymiş. İçeride yer olmasına rağmen kapıda bekletiyorlar. İşin havası herhalde. Yiyip içtikten sonra da alt kattaki tango gösterisine 120 peso bayıldık. (Bu ucuzu) Kabare havasındaydı. Deli deli dans ettiler, iyi de eğlendirdiler ama öğlen gördüğümüz tutku ve gerçeklik yoktu. Yine de kaptırdım kendimi müziğe. Arada bir inanamıyorum dünyanın bir ucunda olduğuma. Dönmeme bir aydan az kaldığını düşününce kendime engel olamayıp anın nostaljisine kapılıverdim. Aileme sarılmayı, arkadaşlarımla kikirdemeyi dört gözle bekliyorum, o kadar özledim ki… Ama bir yandan da yol hiç bitmesin istiyorum. “Ölmeden yapmak istediklerim” listesinden bir maddeyi sildim, bin madde ekledim şu 4 küsür ayda. İyi bir şey olsa gerek… Değil mi?
0
pssst – tangoya laf yok!!!
Canım, görmek için 17 saat uçmayı göze alacağım sayılı kisilerden birisin.
Bu blog bir öncekine göre daha doğru bilgi içeriyor gibi geldi ban sanki 😉
Tangoya laf etmedim ki… 🙁 Övdüm
Evet pardon yanlış değil de eksik bilgi vermişim 🙁 Bar masasından çantana boşalttığın fıstık konusunu yazmayı unutmuşum 🙁
guzel turkcemizin cilveleri diyelim..
iyi turkce bilen biri olarak ben de en yukaridaki yoruma katilmak durumundayim..
ee donuste basliyor musun yani tangoya?
elbette. bir daha geldiğimde milangolarda sabahlamak istiyorum.