-
Gezgin anı yaşar.
Gezginin mutlaka anı yaşaması ve farklı olması gerekir. Örneğin -5 derece bile olsa vapurda açık alanda oturur. Gözlüğünü unuttuğu için etrafı göremiyor olması veya kulaklarının deli gibi ağrıması onu yıldırmaz. Yolculuk boyunca titreye titreye telefonuna bakıp selfie çekmesi gerekmektedir. Vapurdan inerken de kızarmış yanakları ve donmuş göz kapaklarıyla diğer yolculara bakar ve herkesin “looser “olduğunu düşünür. Çünkü gezgin anı yaşar ve an vapurun açık alanlarında saklıdır.
-
Gezgin engellere karşı savaşır.
Gezgin enerji dolu olmalı, her zaman etrafa başka bir açıdan bakmayı bilmelidir. Aynı zamanda o ormanları yarmış, okyanusları aşmış, dağların zirvelerini çıkmıştır. Ya da çıkacaktır. Ya da çıkabileceğini sanmaktadır. Hayata, zorluklara, engellere başkaldıracak ve bir uçurumdan aşağıya bakarak “Seni yendim DÜNYAA” diye bağıracaktır. Ancak etrafta orman, okyanus, dağ veya uçurum yoksa kaldırımın yüksek noktasına, arabanın üstüne, heykelin tepesine çıkar ve fotoğrafını çektirir.
-
Gezgin hayatı kucaklar.
Gezgin mutlaka Y harfi şeklinde poz verir. Hayatı kucakladığını başka nasıl ifade edebilir ki? YEAH!
-
Gezgin yeniliklere açıktır.
Gengin karşısına ne çıkarsa yemesi gerektiğini düşünür. Bu da deneyimin bir parçasıdır. Hayat ne de olsa çok kısadır. Demek bu meyve suyunun sırrı sıktıktan sonra inek boku içinde bekletmeniz. Hmm çok ilginç. Bir bardak içip bloguma hemmen ne kadar da yeni deneyimlere açık bir insan olduğumu yazmalıyım.
-
Gezgin paraya karşıdır
Nerede bedava bir aktivite var ona damlar, e canım, kendisi o kadar gezmektedir, siz de artık ona bir porsiyon tavuk döner ısmarlayıverin. (Bana et döner lütfen) Siz eşekler gibi çalışırken bu insan sizin hayallerinizi gerçekleştirmektedir ve bu fedakarlık karşılıksız bırakılmamalıdır. Nö.
1
Bir Cevap Yazın