Kış ayının güneşli bir Pazar günü. Tüm İstanbul boğaza dökülmüş günlük hayatından sıyrılmaya çalışıyor. Bir terasta oturuyoruz, deniz manzaramız var da bakmıyoruz. Ciddi konulardan konuşup hayallere dalıyoruz. Huzurluyuz. Benim içimden aşağıda yürüyen insanların kafasına kuruyemiş atıp saklanmak geçiyor. Allah akıl fikir versin. Bundan 30 sene sonra da böyle olacak mıyım?
Ve güneş batıyor. Sabah giyilen ceketler rüzgara karşı yetersiz kalmış olmalı ki Ortaköy’den Bebek’e doğru yürürken 3-5 kişiye rastlıyorum. Bu insanlar nereye gittiler, nasıl bu kadar tenhalaştı ortalık bilmiyorum. Gözlüğüm yok, ay kocaman gözüküyor. Köprüde bugün sevdiğim gibi mavi. Yanar döner olunca hiç hoşlanmıyorum. İleride bir martı ordusu, sesleri arabaları bastırıyor. Çok balık olmalı diye düşünüyorum. Önlerinde duruyorum.
Denizanası kaynıyor su.
Bir Cevap Yazın